Katar ve Doha’da beni şaşırtan çok şey oldu. Dört günlüğüne de olsa bu ülkenin farklı yüzlerini görme ve gözlemleme fırsatı bulmak beni ziyadesiyle memnun ediyor. Öte yandan, ilk kez gördüğüm farklı bir coğrafya ve kültür olmasından dolayı, örneğin Avrupa’yı anlatmaktan daha fazla keyif aldığım da doğru.
Katar’ın şaşırtan yüzleri
Ξ Temizlik
Bir ülke, bir şehir, bir toplum ne kadar temiz olabilirse, o kadar temizler. Katar’a adımımı attığım an beni şaşırtan ilk şey bu oldu. Elbette az nüfus ve çalışan sayısının fazla olması önemli bir etken. Diğer yandan, iklimden dolayı yaşam daha çok otellerde ve kapalı alanlarda sürüyor da denebilir. Ancak, beni şaşırtan şey, eski kent (Souq Waqif) gibi yerel ve yoğun insan kalabalığının bulunduğu merkezler dahil plaj, sahil, çöl gibi açık alanların da tertemiz olmasıydı.
Temizlik takıntısıyla uzak yakın alakası olmayan biri olarak, Avrupa’nın izmaritten geçilmeyen sokaklarının, cadde ve meydanlarının şaşkınlığını da yaşamıştım. Elbette şehrin temizliğini etkileyen pek çok faktör var. Söylemek istediğim tam olarak bu değil.
Arapların pis, pasaklı insanlar olmayabileceği gerçeği ile karşılaştım Katar’da. Evet oldukça ilginç insanlar. Ama aklıma kazınmış, kaba saba, göbeğini kaşıyan, arabadaki küllüğü caddeye boşaltan insanlar kesinlikle değiller. Herhangi birinin sokağa çöp attığını görmek şöyle dursun, Bir Orta Doğu macerası, Peril’ce Doha‘da daha önce yazdığım gibi, yerde bir tane çöp bile görmedim. Adım başı çöp kutuları var her yerde. O sıcağa rağmen en ufak bir kötü koku da yok.
Temizlikle ilgili bir diğer mesele de yerli erkeklerinin giydiği beyaz entariye benzer kıyafetlerin jilet gibi oluşu. Ben neredeyse imtina ediyorum beyaz giymekten, bu insanlar tepeden tırnağa çamaşır suyuna batmış gibi gün boyu nasıl geziyorlar akıl alacak iş değil. Üstelik çocuklar da öyle. Genel olarak parfümleri biraz ağır olmakla birlikte, temizler işte ötesi yok. Zira Katar yeme-içme kültüründe de bahsetmiştim, yeme-içme adapları da temiz.
Ξ Nezaket
Korkuyordum ben Arap erkeklerinden Katar’a gitmeden önce. Her an beklenmedik bir şey yapabilecek kadar fütursuz olduklarını düşündüren neydi bana bilmiyorum. Sanıyorum, öngörülemeyen tehlikelerle dolu tedirgin bir seyahat memleketimize özgü gibi bir şey. Daha uçakta başladı Arap erkekleri nezakete. Bir kadın olarak Türkiye’den daha iyi muamele göreceğinize emin olabilirsiniz. İlla çalışan olmaları şart değil, size prensesmişsiniz gibi davranıyorlar, nazikler, kibarlar, güler yüzlü ve konuşkanlar. Tabii genel olarak kadınlara, kendi eşlerine nasıl davranıyorlar bilemeyiz. Gözlemlediğim kadarıyla sıra dışı bir durum yoksa da benimkisi bir turist gözü. Katar’da kadın olmanın diğer Orta Doğu ülkelerinden farklı olduğunu pek düşünemiyorum doğrusu. Renkleriyle akıp giden 24 saatin arasına hasbelkader karışmış siyah bir leke gibi kadın bu coğrafyada.
Ξ Vizyon
Kıroyum ama para bende, bir ülke değil Katar. Vizyon parayla olmuyor çünkü malum. Avrupa görmüş, medeniyet görmüş, oralarda okumuş insanlar. (Belki İngiliz sömürgesi oldukları dönemin de bu bakış açısına etkisi olmuştur.) Başkentlerinde devasa bir kültür köyü var. (Katara Cultural Village.) Üstelik öyle Avrupa lümpenliğine öykünme filan da değil, ciddi ciddi kendi kültürlerini modernize etmiş, alanı galerilerle, müzelerle doldurmuşlar. Bir tanecik zarif camii kondurmuşlar içine, abartmamışlar. Bu alandaki heykeller ünlü heykeltıraşların, her birinin bir derdi var. (Doha’ya gitmek için Peril’ce 10 neden‘de de anlatmıştım.)
West Bay, yaklaşık 300 tane gökdelenle Doha’nın da Katar’ın da vitrini. Ama bu alanın haricinde, ülkenin kalanında, bir tane saçma bina, gereksiz beton yığını göremezsiniz. Tüm yapılar birbiri ile uyumlu, emirin sarayı bile şatafattan çok uzak. Ülkeye has bir mimari doku var. Müzelerine çok değer veriyorlar.
Ξ Khor-Al Adid
Çok bahsettim, yine bahsedeceğim zira benim için Katar demek % 50 Khor-Al Adid demek. Nasıl bir güzellik, nasıl bir doğa, nasıl bir coğrafya… Çöl-deniz-ufuk. O tertemiz, bomboş sahil, o engin boşluk, o mis gibi hava, o dingin sessizlik… Huzur. Her insan hayatında bir kez de olsa çöl görmeli. Hele bir de, çölün koynuna giren deniz varsa, hele de benim gibi deniz görünce çılgınca sevinenlerdenseniz, mutluluk garanti.
Ξ Hayvancıklar
Bir Orta Doğu ülkesinde hayvan sevgisi görmek mutluluk verici, şahinler, güvercinler, atlar, develer, orixler… Geçmişlerinden gelen bir hayvan sevgisi kültürleri olduğu aşikâr. Katara Cultural Village’ta Güvercin Kuleleri ve Şahin Müzesi var. Güvercinin İslam’da ayrı bir yeri olduğunu okumuştum. Şahinler ise, Arap kültüründe yüzyıllardır, çöllerde ve çorak düzlüklerde diğer yabani hayvanları avlamak için evcilleştirilmiş. Halen de emir başta olmak üzere pek çok yerli Katarlının değeri bin dolarları bulan şahinleri bulunuyor. Bir avcı olarak yetiştirilen bu hayvanlar, yılın belirli dönemlerinde düzenlenen turnuva ve festivallerde güvercin yakalamak üzere yarıştırılıyor ve kazananın sahibine para ödülü veriliyor. Souq Waqif’te halen şahin satılan dükkanların bulunduğu bir alan ve hemen yakınların da Şahin Hastanesi var.
Safkan Arap atlarının yetiştirildiği ve uluslararası yarışların düzenlendiği kulüpler oldukça fazla. Hatta geçen ay bir Türk jokey yarışlarda ilk üçe girip, Katar emirinden ödül bile almıştı. Öte yandan ülkenin resmi hava yolu firması olan Qatar Airways’in amblemi, çöllerde yaşayan bir antilop türü olan orix. Görme şansım olmasa da, Doha’ya yaklaşık 30 dakika mesafede bir Orix Çiftliği varmış, belki bir sonraki sefere.
Çöllerin vazgeçilmezi develer ise, pelüş oyuncaklarıyla Katar’ın bir numaralı hediyelik eşyası. Ancak Souq Waqif’te evcil hayvanların satıldığı bir bölüm var. O sürmeli gözlü kediler, yarım metrelik rengarenk papağanlar ve yumuş yumuş tavşanları kafeslerde görmek çok acı verici. Bu pazarla ilgili hayvan hakları aktivistlerinin birtakım çalışmaları olmuş. Bir sonuç alınmamış olsa gerek, durum ortada.
Katar ve Doha ile ilgili konaklama seçenekleri için Oteller menüsüne göz atabilirsiniz. Orix fotosu da bonus olsun (:
Hayvancıklar. Her yerde güzeller ?
Evet (:
Resmen en kapsamlı Katar bloğu olmaya doğru gidiyorsunuz 🙂
Zamanım olsa çoktan bir rehber kitap yazmıştım bile (: Yapım böyle 😛