Mersin kent merkezi ve Tarsus‘tan sonra sıra Silifke’de. Tıpkı aylar öncesinde olduğu gibi yine Silifke gezilecek yerleri yazarken, sıralamasını yaparken çok zorlandım. Çünkü Silifke gerçekten etkileyici doğal güzelliğinin yanında hayran bırakan antik kalıntılara sahip. Kendine özgü enfes tatları da cabası! Silifke’de ziyaret edemediğim Uzuncaburç, Şeytan Deresi Kanyonu ve Adam Kayalar ile Olba Antik Kenti dışında diğer tüm bilgiler bu yazıda.
Silifke Gezilecek Yerler
Ξ Cennet ve Cehennem Çökükleri
Silifke’ye 22 km mesafede bulunan Cennet ve Cehennem Çökükleri, Mersin’in en heyecan verici yerleri (: Doğal yollarla oluşmuş bu çökükler, günümüzde müze kapsamında ziyaret edilebiliyor. 135 m derinliğinde olan Cennet Çöküğü, kireçtaşı katmanları içinde karstik süreçler sonucunda oluşan, dik kapalı bir karstik mağara sistemi içerisindeki bir galerinin tavanının çökmesi ile gelişmiş. 110 m derinliğine sahip Cehennem Çöküğü ise, bir yeraltı mağara sistemi tavanını aşındırıp, çökmesi süreci sonucunda oluşmuş fakat dar ve dik olmasından dolayı tabanına inmek mümkün değil. Aşağıya bakmak çok eğlenceli olsa da yükseklik korkunuz varsa dikkat edin.
Ξ Aya Tekla Kilisesi
Aya Tekla Kilisesi, Taşucu yolu üzerinde yer alan ve Meryemlik olarak da bilinen etkileyici bir yapı. Aya Tekla, St. Paul’ün vaazlarından etkilenen ve 17 yaşından itibaren kendini dine adayan cesur bir kadın. Öyle ki öldürüleceğini öğrendiğinde kaçıp sığındığı bu mağara, onun kayboluşunun ardından Hristiyanlarca kutsal kabul edilerek kiliseye dönüştürülmüş. 6. yüzyılda İmparator Zenon tarafından Aya Tekla’ya ithafen yaptırılan kilise ile hamam, sarnıç, mezarlık ve şehir suru kalıntıları günümüze kadar gelmiş.
Ξ Tisan Koyu ve Afrodisias Mozaiği
Beni çılgınca mutlu eden koy! Kilikia Afrodisiası olarak da bilinen Tisan Koyu, antik Afrodisias yerleşiminin de bulunduğu tarihi bir bölge. Turkuaz denizi, kumsalı ve yemyeşil doğasıyla dünyanın en güzel 13. koyu seçilen bakir bir koy olan Tisan aynı zamanda, Yunan kolonisi olarak kurulmasından dolayı pek çok tarihi kalıntıya da sahip. Afrodisias Bölgesi Pers satraplığının da bir parçası olmuş, kilise ve kale gibi kalıntıların yanı sıra mozaikleriyle de ünlü cennet bir koy. Afrodisias Helen Dilinde Afrodit’e Adanmış veya Afrodit Yurdu anlamına geliyor. Afrodisias Mozaiği ise yarımadanın doğu kıyılarında yer alan ve 6’ıncı yüzyıla ait Pantaleon Kilisesi’nin tabanında bulunuyor. Antik yerleşim yerinde bulunan MÖ. 12’inci yüzyıldan kalma diğer kalıntılar yarımadanın güneyinde ve ortalarında yer alıyor.
Dana Adası
Aphrodisias’ın doğusunda bu günkü adıyla Dana Adası olarak bilinen Antik Pithyussa Kenti, Fransalı tüccarların ticaret yeri olarak kullandıkları bir liman kenti olarak bilinmekle birlikte adada pek çok antik kalıntılar arasında kilise, mezarlar ve lahitler mevcut.
Ξ Narlıkuyu Koyu (Porto Calamie)
Beni bir çocuk gibi sevince boğan koy! Minyatür bir cennet! Deniz dibinden de çıkan tatlı su nedeniyle soğuk ve berrak olan, ne kadar derin olursa olsun dibini görebildiğiniz turkuaz denizi ve şirin balık lokantalarıyla ünlü bir koy. Orta Çağ’daki adı Porto Calamie olan Narlıkuyu’nun kuzeyinde Roma ve Bizans dönemi kalıntıları, taş kemerler ve sarnıçlar bulunuyor.
Ξ Poimenios Hamamı ve Üç Güzeller Mozaiği
Narlıkuyu Koyu’nun deniz kıyısında yer alan Poimenios Hamamı 4. yüzyıl Roma dönemine ait. Cennet Çöküntüsü içindeki yeraltı deresinin denize ulaştığı yerdeki tatlı su kaynağından yararlanılarak buraya inşa edildiği düşünülen hamamın yıkanma bölümünün tabanında, Üç Güzeller Mozaiği var. Halen o kadar canlı ve güzel ki, mutlaka görün. Mozaikte Zeus’un kızları olan Aglaia, Euphrosyne ve Thalia çıplak olarak kumru ve keklikler arasında dans ederken tasvir edilmiş. Üzerinde de Grekçe, “Ey konuk dost! Bu mucizeli suyu kimin bulduğunu, saklı kaynağını kimin gün ışığına çıkardığını merak ediyorsan, bil ki O, imparatorların dostu ve Kutsal Adalar’ın dürüst yöneticisi Poimenios’tur” yazıyor.
Ξ Boğsak Koyu ve Adası
Beni tuhaf bir hüzne boğan ve fakat burada yaşasam, diye düşündüren koy! Caretta caretta’ların uğradığı, kimselerin bilmediği, bakir, sakin, çadır ve karavan sakinlerinin uğrak yeri olan Boğsak Adası, Mersin-Antalya karayolu üzerinde. Eşsiz bir doğanın içerisinde doğal bir dalgakıran görevi üstlenen Boğsak Koyu ve hemen karşısındaki doğal ve tarihi güzellikleri ile Boğsak Adası üzerinde Roma ve erken Bizans dönemlerine ait evler, mezarlar, sarnıçlar ve kilise kalıntıları var.
Ξ Taşucu
MÖ. 7. Yüzyılda Holmi ismiyle kurulan Taşucu, yolcu trafiği açısından Türkiye ile Kıbrıs arasındaki en önemli kapı. Diğer yandan plajları, mavi yengeci ve sahildeki Tanrıça Artemis’in aşkını konu olan efsanenin temsilcisi Denizkızı Heykeli ile ünlü. Aynı zamanda Taşucu Limanı civardaki adalara tekne turlarının hareket noktası.
Ξ Astım Mağarası
Cennet Çöküğü’ne 300 m mesafede yer alan Astım Mağarası, Dilek Mağarası olarak da biliniyor. Birbiriyle bağlantılı, uzunluğu 200 metreyi bulan galerilerin, dev sarkıt ve dikitlerin bulunduğu mağaranın, tarih boyunca astımlılara iyi geldiğine inanılıyor.
Ξ Susanoğlu Plajı
Silifke-Mersin yolunun 15’inci kilometresinde yer alan ve antik ismi Corasium olan ve Susanoğlu Plajı, Mersin’in en güzel plajlarından biri. Yay şeklinde geniş ve ince kumlu bir koya sahip Susanoğlu, koyun etrafındaki antik kentte iki ayrı nekropol, kilise, hamam ve sarnıç kalıntıları bulunuyor.
Ξ Silifke Kalesi
Helenistik veya erken Roma dönemine ait olduğu düşünülen Silifke Kalesi, Silifke’ye hâkim rüzgârlı bir tepede ilçeyi panoramik olarak izliyor. Etrafı hendekle çevrili kalenin içerisinde kemerli galeriler, su sarnıçları, depolar ve diğer yapı kalıntıları var.
Ξ Tekirambarı Su Sarnıcı
Silifke Kalesi’nin eteğinde yer alan Tekirambarı Su Sarnıcı ise, Bizans döneminden kalma 46 m uzunluğunda, 23 m genişliğinde ve 14 m derinliğinde bir su deposu. İçerisine helezonik merdivenle inilen sarnıç, Anadolu sarnıç mimarisinde örneği az görülen bir yapı. Suyun sızmasını önlemek ve anıtsal bir özellik vermek amacıyla tüm duvarları düzgün kesme taşlarla desteklenmiş, bir de yuvarlak kemerli niş oluşturulmuş.
Ξ Jüpiter Tapınağı
Silifke merkezde yer alan Jüpiter Tapınağı, MS. 2. yy’da yapıldığı düşünülen ve 5. yy’da kiliseye dönüştürülen bir tapınak. Doğu ile güney yanlarındaki sütun tabanlıkları orijinal şekilde korunmuşsa da her biri 10 m boyundaki korint başlıklı sütunlardan yalnızca bir tanesi ayakta kalmış.
Ξ Taşköprü
Silifke ilçe merkezinde Göksu Nehri üzerinde yer alan Taşköprü, MS. 77-78 yıllarında Kilikya Valisi L. Octavius Memor tarafından dönemin imparatoru Vespasianus ve oğulları Titus ile Domitianus adına yaptırıldığı düşünülen bir yapı. İnşa edildiği dönemde yedi gözlü olan köprü gördüğü restorasyon sonrası beş gözlü hale gelmiş.
Peki, Daha daha nelerin var Silifke?
Ne güzel yerler. Aya Tekla’yı özellikle merak ediyorum 🙂
Aya Tekla’nın mistik bir atmosferi var.