Anadolu’da Ege mavisi diye bir güzellik varsa, Mavi Ege’de de butik otel şirinliği ve samimiyeti diye bir güzellik var. Kuzey Ege’nin kalbi Ayvalık’ın daracık sokakları arasındaki bir Rum evi Macaron Konağı. 1800’lerde inşa edilen konak, tavanından döşemelerine ve cumbasına; kapılarından çeşmeleri, merdivenleri ve ferforjelerine dek olduğu gibi duruyor. 1924 mübadelesiyle birlikte Türk sahipleriyle tanışan tarihi konak, günümüzde 9 odalı bir butik otel olarak hizmet veriyor.
Sardunyalarla, begonvillerle adını verdiği macaronlarla, adaçaylarıyla süslü bahçesi; taptaze meyve ve sebzelerle, otlarla ve zeytinlerle şık sunumlu açık büfe kahvaltısı; misafirlerin her biri ile ince ince ilgilenen sahipleri ve her geleni kendine meftun eden Kuki ile Macaron Konağı, Ayvalık seyahatinin en güzel parçası.
“Macaron” ismi nereden geliyor?
Konağın isim annesi Feyza Hepçilingirler. Otelin işletmecisi Serap Hanım, yazar ve akademisyen Feyza Hepçilingirler ile tanışmasına kadar geçen süreçte isim bulmak için epeyce düşünmüş, muhtardan esnafa dek Ayvalık eşrafına danışmış.
Konağın bulunduğu Macaron Sokağı’nda doğan Feyza Hepçilingirler, “macaron” bitkisinin Türkçesi olan “Mercan Köşk” isminin bu şirin otele uygun olacağını düşünmüş. Serap Hanım ise macaronun Latince “Marjoram”dan türeyerek Yunancada “Majarona” olarak bilinen, halen Türkçe ve Rumcada kullanılan, yaşayan bir kelime olduğu bilgisine ulaşmış. Dahası Ayvalık sakinlerinin, soğuk algınlığına ve sindirim sistemine iyi gelen macaron çayını sıklıkla tükettiğine tanık olmuş.
Eşi Yavuz Bey ile Midilli Adası’na ziyaretlerinde Marjarona adında bir restorana rastlayan ve Alaçatı’da ise Mercan Köşk isminde bir otel olduğunu gören Serap Hanım, otele doğrudan Macaron Konağı demeye karar vermiş. Öyle ki her sabah kahvaltılarında, konağın bahçesindeki macaronlardan yapılan macaron çayı hiç eksik edilmiyor.
Macaron Konağı’nın tarihi
Otel sahibi ve işletmecisi Serap Tuncay, konağın mübadele sonrası sahipleri ile tanıştığını anlatıyor. Mübadele ile Selanik’ten gelerek konağa yerleşen Şadiye ve Mehmet Dönmez çiftinin çocukları olmayınca, kız kardeşinin ailesi ile birlikte bu konakta yaşayan Şadiye Hanım, kardeşinin en büyük oğlu Erkan’ı evlatlık alıyor. Serap Hanım ise konağın hikâyesini Erkan Dönmez’in eşi Fikriye Hanım’dan öğreniyor. 14 yaşında Eyüp Sultan’dan gelin gelen Fikriye Hanım, tam 40 yıl bu konakta yaşamışsa da ara sıra uğrayıp Serap Hanım ile bahçede kahve içerek geçmiş günleri yad etmeden huzur bulamıyor.
Uyanınca ilk iş ocakların yakıldığı, kayınvalide ile kayınpederin Türk kahvelerinin yapıldığını, kahvaltının ardın da evin yukarıdan aşağıya temizlendiğini anlatan Fikriye Hanım’ın günlük yaşamı, dönemin kültürüne ait detaylar da içeriyor. Biri bahçede diğeri içeride olmak üzere iki kuyu bulunan konakta bir de su sarnıcı olduğunu anlatan Fikriye Hanım, her yıl yeni bir çift takunya ve yeni bir süpürgeyle sarnıca inerek burayı temizler, içerisine kireç ile çıra demetleri yerleştirerek ilk yağmurlara hazır edermiş. İlk yağmur içeri alınmaz, çatı ve kiremitlerin yıkanarak temizlendiğinden emin olunduğunda ikinci yağmurdan itibaren sarnıç doldurulurmuş. Bütün sene içme ve kullanma suyu olarak sarnıçta biriken yağmur suyu kullanılırmış. Şimdi otelin resepsiyon olarak kullanılan bölümündeki kapı hiç kapanmaz, bütün mahalle susuz kalınca içerideki sarnıçtan su alırmış.
Zeytin toplamak için gelen işçilerin (Tayfa veya çerçi de denilen) kullandığı bahçede, ocak yakılır, bahçe kapısından gelen işçiler burada banyo yapar, geceleri de bahçedeki damda yatıp ev halkını görmeden sabah yeniden zeytinliklere doğru yola çıkarlarmış. Şu an kahvaltı odası olarak kullanılan bölümde ise tavuklar ve kazlar dururmuş.
Fakat Serap Hanım ve Yavuz Bey konağın Rum sahibini arıyor. Mübadele öncesine dair herhangi bir kayıt bulunmasa da Atina’daki Küçük Asya Kütüphanesi’nde bir ipucu olabileceğine inanan Serap Hanım, Ayvalık Turizm Geliştirme ve Hizmet Birliği (AYTUGEB) bünyesinde UNESCO’ya yaptıkları başvuruların sonuçlanmasıyla birlikte birtakım tarihi bilgi ve kayıtları kurcalama şansı olacağını düşünüyor.
Serap ve Yavuz Tuncay
Serap ve Yavuz Tuncay çifti, Ayvalık’ta doğup büyümeseler de Ege kültürüne yakın Ayvalık sevdalıları. Mimar olan Serap Hanım ve inşaat mühendisi olan Yavuz Bey yıllarca Türkiye ve dünyanın pek çok yerinde çalıştıktan sonra İstanbul’un karmaşasından kaçıp Ayvalık’a sığınanlardan.
Bir başka hayat özlemiyle Ayvalık’ta yaşamaya karar veren Tuncay çifti, konağın planını çıkarırken, kullanılabilir odalarının ve yaşam alanlarının olduğunu gördüklerinde, konağı butik otele çevirme kararı almışlar. Öyle ki, Macaron Konağı, normal Ayvalık evlerinin iki katı büyüklüğünde. İş hayatı şantiyelerde geçen Serap Hanım, otel projelerinde mimar ve proje danışmanı olarak çalışmış, önemli yapıların restorasyonunu gerçekleştirmiş. Hayat bu ya, Ayvalık onların kendi otelleri için mesleklerini konuşturmalarına fırsat vermiş.
Restorasyonunun ardından 2014’te İstanbul’daki evlerini kapatıp tamamen Ayvalık’a yerleşen Serap Hanım ve Yavuz Bey, oğulları Oğuzcan ile Bilge’nin düğünü de otelde yapmışlar. Hayali Ayvalık’ta gurme mutfağı, hobi mutfağı, meze atölyeleri veya ot eğitimleri düzenlemek olan gelin Bilge Hanım ise, hafta sonları İstanbul’dan kaçıp Macaron Konağı mutfağında mis kokulu ekmekler yapıyor.
Macaron Konağı’nın ilk blogger ziyaretçileri 2015’te gezgindamaklar.com ile yemek atölyeli bir hafta sonu gezisi blogger grubu olmuş. İnsanların şehir dışından geldiklerinde oturmak yerine bir şeylerle uğraşmak ve yöreye özgü uygulamalı bilgi sahibi olmak istediklerini söyleyen Serap Hanım, bu etkinliğin oldukça keyifli geçtiğini, gün boyu konağın mutfağında hep birlikte yapılan yemeklerin akşam bahçede keyifle yendiğini anlatıyor.
Konağın yan parselindeki ikinci evi de satın alarak bahçelerini birleştiren Serap Hanım ve Yavuz Bey, buranın girişindeki kiler bölümünü de sanat galerisine dönüştürmüşler. Ayvalık sevdalısı sanatçıların eserleri “Hayat Altı” isimli bu sergi alanında ziyaretçilerle buluşuyor.
Denize 100 metre uzaklıktaki Macaron Konağı’nın ziyaretçileri çoğunlukla İstanbul, Bursa İzmir ve Ankaralı misafirlerden oluşuyor. Açıldığı ilk günden bu yana Filipinler, Amerika, Kanada, Avustralya, Rusya, Almanya ve Fransa’dan ziyaretçi ağırlayan Macaron Konağı’na ikinci kez gelen Kanadalı ve Avustralyalılar var. Macaron Otel evcil hayvan da kabul ediyor. Bunda en büyük pay ikinci sezondan bu yana konakta yaşayan, üç yaşındaki cocker cinsi Kuki. Yerli yabancı tüm misafirlerin sevgilisi olan bu şirin kız, beş dakika ortadan kaybolsa gözlerin aradığı Macaron Konağı’nın bir ferdi.
Her şey Ayvalık için!
Ayvalık Turizm Tanıtma Derneği üyesi olan Serap Hanım, Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) ve Tarihi Kentler Birliği ile iletişim içerisine girerek birçok projeye dahil olmuş. ÇEKÜL’ün gönüllü toplantılarına, sokak iyileştirme ve koruma çalışmalarına katılarak, Tarihi Kentler Birliği’nin 1000 Günde 1000 Eser isimli hibe imkânı sunan projesi kapsamında, pilot bölge olarak seçtikleri Macaron Mahallesi bölgesinden başlayarak 46 binayı içeren bir hareket başlatmışlar.
AYTUGEB’de de bunu dillendirmeye başlayan Serap Hanım, Avrupa ve Yunanistan’daki örnekleri inceleyip ve kendisi de örnek olmak istemiş. Kapının önüne zeytin fideleri, yaseminler, mor salkımlar, bahçeye sarmaşıklar dikmiş.
Elektrik idaresine dilekçe vererek elektrik tellerinin yer altına alınmasın hızlandırmış ve Ayvalık Belediyesi’nin Dyo Boya ile yaptığı hibe anlaşmasını sonuçlandırmış. 2 yıldan bu yana Ayvalık için iyi şeyler yapmak için çalıştıklarını anlatan Serap Hanım, Ayvalık için umutlu. Bu kış “Endüstri Mirası Zeytin” başlığı ile UNESCO’ya başvurmuşlar. Kısa zamanda sonuçlanmasa da halkta ve kurumlarda sistemli bir bilinçlenmeye önayak olan projeler için çalışmaya her daim gönüllü.
Ayvalık ilçe merkezinde, daracık sokakların arasında mübadele öncesinden kalan tarihi bir konakta uyumak, sabahları güne karadut şerbetleri, macaron çayları ve çeşit çeşit peynir-zeytinler, mis kokulu taze ekmeklerle başlamak isterseniz, Macaron Konağı sizi bekliyor. Üstelik Serap Hanım ve Yavuz Bey’in özenli misafirperverliği ve Kuki’nin neşeli arkadaşlığı da cabası. Bakarsınız siz daha uyanmadan Bilge Hanım gelmiş ve mis kokulu ekmeklerini fırına vermiştir bile!
Macaron Konağı
Adres: Hayrettin Paşa Mahallesi, 13 Nisan Caddesi, 18. Sokak
No: 54, Ayvalık/Balıkesir
Telefon: 0 (266) 312 77 41
Web-site: http://macaronotel.com/
E-posta: information@macaronotel.com
Cevap Yaz